06 Mayıs Pazartesi 2024
2 yıl önce

MHP Genel Başkanı Bahçeli: “Terörün kaçacağı yer kalmamıştır”

İşte Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar... Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı, milletimizin bekası, ülkemizin bağımsız geleceği için dünden daha önemli bir görevle karşı karşıyadır. Bu görev tarihidir, tehiri ve tevzisi düşünülemeyecektir. Maruz kaldığımız stratejik tehditler küresel senaryoların bölgemizde gösterime sokulan bugünkü sahnesinden başka bir şey değildir. Milli birliğimizi, milli güvenliğimizi, milli çıkarlarımızı, milli varlığımızı, milli gelecek projelerimizi sömürge hesaplarına, lord planlarına, egemen güçlerin inisiyatifine teslim etmek isteyenler faal haldedir. Dünya’nın enerji ve su kaynaklarını kontrol etmek isteyen yeni emperyalizm, bunlara sahip milletler üzerinde hunhar oyunlar peşindedir. Maalesef büyük çoğunluğu din kardeşimiz ve soydaşımız olan geniş coğrafyalarda kin, nefret, zulüm devamlı körüklenmektedir. Anlaşılan buralarda petrol bitmedikçe, gaz bitmedikçe, su bitmedikçe, paylaşacak toprak bitmedikçe savaşlar da bitmeyecektir. Görünen odur ki, bu kaynaklar tükenmedikçe gözyaşları da sona ermeyecektir. Afrika’nın bir ucundan, Asya’nın bir ucuna kadar milyarlarca insan bir lokma ekmek, bir parça hürriyet, bir nebze olsun haysiyet mücadelesi için canını dişine takmaktadır. Kaybedenler, nehir gibi kanı dökülenler tarihin her devrinde olduğu gibi yine mazlumlardır. Bugün milyarlarca insan kendi emeğiyle ayakta durmak, ürettiğini satmak, huzur içinde yaşamak, sahip oldukları kaynakları refahı için kullanmak istemektedir. Kaldı ki bu istek haklıdır ve meşrudur. TERÖRİZM SINIRLARI DEĞİŞTİRMENİN BUGÜNKÜ BAHANESİDİR Bu masum talepleri sekteye uğratmak maksadıyla adına bazen terörizmi önlemek, bazen barış getirmek, bazen demokrasi kazandırmak denen küresel baskı ve dayatma mekanizması sürekli canlı tutulmaktadır. Terörizm, büyük ve bereketli toprakları sömürmenin, parçalamanın, sınırları değiştirmenin bugünkü bahanesidir. Bunun adı 19’uncu yüzyılda “Şark Meselesi” idi. Terörizm, aynı zamanda hedef ülke ya da ülkelerin içişlerine karışmanın, bunları zaman içinde fiilen ele geçirmenin de gerekçesi olarak değerlendirilmiştir. Dün bunun da adı “medeniyet götürmek”ti. Bugün emperyalizmin hedefi Afrika’nın Okyanus kıyısından, Doğu Türkistan havzasına kadar uzanan engin coğrafyalardır. Bu ülkeleri hizaya getirme, direnişlerini kırma, rejimlerini dönüştürme projeleri hız kazanmıştır. Bunun maskesi ise “yeni dünya düzeni”dir. Milletiyle birleşip bu küresel yağmaya direnen, bu vandallığı sorgulayan liderler ve hükümetler gönderilmek, indirilmek istenmektedir. Ancak bu karanlık dönemin perdesi kapanmaktadır. Milli egemenliğe dayanan demokratik yönetimlerin dış müdahalelerle tasfiyesi, terörizmin komplolarıyla, terör örgütlerinin kanlı suikastlarıyla köşeye sıkıştırılması artık ham bir hayaldir. Geldiğimiz bu aşamada bilhassa Türkiye geri dönülemez bir yoldadır. Fatih Sultan Mehmet’ten 3’üncü Selime kadar askerimizin dilinden düşmeyen “Kızılelmaya kadar varız” sözü bugün tekrar ete kemiğe bürünmüştür. Bir toprağın coğrafyadan vatana yükselişi kaç milyon faciaya, acıya, hatıraya mal olmuştur. Çocuğun doğarken kaç kere anasını öldürüp öldürüp dirilttiği gibi, coğrafya da vatan olurken üstündeki milleti öldürüp öldürüp diriltir.” TÜRK MİLLETİ SON SÖZÜNÜ MALAZGİRT'TE SÖYLEMİŞTİR Muhatap olduğumuz her müşkülat, katlandığımız her müessif olay daha huzurlu ve daha güvenli bir geleceğin kefaretidir. Türk milleti son sözünü Malazgirt’te söylemiş, ayak bastığı toprakların ruhuna vatan sedasını can pahasına üflemiştir. O günden bugüne vatan tektir, adı Türk’tür. Binlerce yıldır millet tektir, adı Türk’tür. Bunun dışında her arayış, her yoklayış, her zorlayış maceradır, mutlak butlanla maluldür. Kurtuluş Savaşı’nın en çetin anları devam ederken 22 Ağustos 1921 tarihinde, Büyük Millet Meclisi’nin Kayseri’ye nakli tartışmaları sürdüğü bir esnada kürsüye çıkan Tunceli Mebusu Diyap Ağa’nın: “Efendiler! Buraya kaçmaya mı geldik, yoksa gerektiğinde kavga ederek ölmeye mi?” seslenişi bizim nazarımızda hala geçerliliğini koruyan bir azmin beyanıdır. Kendimize has fazilet ve meziyetimizle, şahsi haslet ve kabiliyetimizle, bıçkın cesaret ve hamiyetimizle hiçbir kuşatmaya eyvallah etmedik, hiçbir saldırıya boyun eğmedik. Hamd olsun bugün de eğmiyoruz, bilinsin ki, bundan sonra da yalnızca rükûda eğileceğiz. Dün müstevliler, manda ve himaye mübaşirleri, işbirlikçi müflisler, ihanet mültezimleri vardı, bugün ise emperyalizmin piyonları, küresel güçlerin kiralık katilleri olan terör örgütleri vardır. Dün işgalciler denize süpürülmüştü, bugün ise teröristler bulundukları, görüldükleri her yerde gömülmektedir. Türk’e kefen biçmeye cüret edenlerin sonu tarihin her döneminde hüsrandır, rüsvadır. Türk milleti terörün belini kıracaktır, teröristler döktükleri şehit kanlarında çırpına çırpına boğulacaklardır. Bu meselenin başka yolu, bir başka yordam ve seçeneği yoktur. Türkiye’ye silah çekenler, pusu kuranlar, sınır güvenliğimizi ihlal edenler, mücavir bölgelerde nifak üretenler, insanımıza ve topraklarımıza musallat olanlar doğduklarına bin pişman olacakları gibi, bedelini de çok acıklı, çok ağır şekilde ödeyeceklerdir. Milli Mücadele zaferle pekişerek vatan düşmandan temizlenmiş ve 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilmişti. YURTİÇİNDE VE YURTDIŞINDA KAÇACAĞI YER KALMAMIŞTIR Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümünde bu defa da düşman imalatı olan terör belası, bölücülük illeti Türk milletinin makus talihi olmaktan kesinlikle çıkarılacak, bu kanlı döngüye son nokta koyulacaktır. Hem yurt içinde hem de yurt dışında terörün kaçacağı yer kalmamıştır. Pençe operasyonlarıyla teröristlerin ülkemize sızma ve intikal sahaları kapatılmış, bütünüyle kontrol altına alınmıştı. Operasyon yapılmayan tek bölge de Zap Bölgesi kalmıştı. İşte Pençe-Kilit Harekatıyla bu bölgede de hamd olsun bayram temizliği yapılmaktadır, canilerin defteri dürülmektedir. PKK/YPG için emniyetli hiçbir yer yoktur. Bölücü terör örgütü psikolojik yıkım içindedir. Kahramanlarımızın proaktif ve entegre mücadele stratejisiyle terör örgütleri kırsal alanlardan sökülüp atılmaktadır. TERÖR ÖRGÜTLERİNİN HAYAT DAMARLARI KESİLDİ Terör nereden kaynaklanıyorsa, hainler nerede barınıp saklanıyorsa meşru hedef orasıdır ve and olsun hepsinin sonu gelmiştir. Irak’ın kuzeyinde yuvalanan terör örgütüne düzenlenen hava harekatları, Pençe 1-2-3; Pençe-Kartal, Pençe-Kaplan, Pençe-Şimşek operasyonlarıyla terör örgütünün hayat damarları kesilmiş ve koparılmıştır. PKK/KCK’nın sözde yürütme konseyi üyelerinden olan terör elebaşları nokta operasyonlarla imha edilmiştir. Bölücü terör örgütünün Irak’ın kuzeyindeki bazı alanlarda varlığını halen sürdürmesi, buralarda mevzilenmesi ve geniş çaplı saldırı hazırlığı içinde olduğunun tespit edilmesi üzerine 17 Nisan 2022 tarihinde Pençe-Kilit Harekatı başlatılmıştır. Terör barınakları yerle bir edilmiş, sayıları 50’yi aşan terörist etkisiz hale getirilmiştir. Hainler başlarını mağara deliklerinden çıkaramaz hale gelmişlerdir. Başta Irak olmak üzere tüm komşu devletlerimizin sınırlarına, siyasi ve toprak bütünlüğüne saygılı ve meşru müdafaa hakkı çerçevesinde terör örgütlerinin kafasına pençe darbeleri indirilmiş, sınırlarımız yılanlara çıyanlara karşı kilitlenmiştir. Allah nazarlardan saklasın, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz taktik ve operatif anlamda, önleyici strateji ustalığıyla destan yazmaktadır. Kanlı örgüt saldırı ve toplu eylem yapabilme kabiliyetini yitirmiş, can çekişmeye başlamıştır. İlki 2018 yılının Mart ayında devreye giren Pençe Harekâtlarının devamı ve tamamlayıcısı olan Pençe-Kilit hamlesiyle terör örgütü komaya sokulmuştur. Türkiye’nin kesintisiz mücadelesi yoluyla, Irak topraklarında sınırlarımıza paralel şekilde doğuda Hakurk bölgesinden batıda Sinat-Haftanin’e kadar 270 kilometre uzunluğunda, 20 kilometre derinliğindeki alan A’dan Z’ye güvenliğe kavuşturulacaktır. Eli ve vicdanı kanlı terörist Duran Kalkan, operasyonların devam etmesi halinde sözde savaşı şehirlere taşıyacaklarını korkakça iddia etmiştir. Geçtiğimiz hafta Bursa’da infaz koruma memurlarının içinde bulunduğu ve bir kardeşimizin şehit düştüğü terör saldırısıyla İstanbul’da TÜGVA’ya yapılan bombalı saldırı PKK’nın ve taşeron örgütlerin hain bir eylemi olarak tespit edilmiştir. İnanıyor ve kahramanlarımıza güveniyorum ki, başta bu terörist Kalkan olmak üzere, terör elebaşlarının cezalandırılacakları günler uzakta değildir. YA LEŞLERİ YERE SERİLECEK YA DA KAFALARINA ÇUVAL GEÇİRİP ADALETE TESLİM EDİLECEKLER Bir babayiğidimiz, bir aslan parçamız, bir yiğidimiz Türkiye’yi tehdit etmeye yeltenen hainleri ümit ve temenni ediyorum ki ya leşini yere serecek ya da başlarına çuval geçirerek Türk adaletine teslim edecektir. Şehirlerimizde eylem hazırlığı içinde olan kim varsa tavsiyem kefenlerini de yanlarında taşımalarıdır. Şerefini kaybetmiş bir insan yaşayan ölüdür. Teröristler şeref ve namuslarını bedeli mukabilince satmış insanlık defolarıdır. Türk milleti bu canileri affetmeyecektir. Pençe-Kilit Harekatı’nda etkisiz hale getirilen teröristlerden bazılarının hüviyet ve ülkelerine bakıldığında karşımızdaki dehşet verici küresel husumetin tüm yönleri açığa çıkacaktır: Kahramanların yüksek iman ve iradesiyle yok edilen teröristlerden 8’nin Ermeni, 5’nin Fransız, 7’sinin ABD’li, 3’nün İngiliz, 2’sinin de Alman olduğu anlaşılmıştır. Bu çok uluslu tablo tesadüf değildir. Arka planında derinleşmiş Türk ve İslam husumeti yatmaktadır. PKK/YPG terörü, haçlı emellerine refakat eden, zalimlerin Türk milletiyle yarım kalan tarihi hesaplaşmasını mahallinde ikmal için uzaktan kumandası yapılan, kimin çıkarına uygunsa onun tarafından kullanılan, parayı verenin işini gören, silahı sağlayanın emrine giren kanlı ve kalleş bir örgüttür. Terörle mücadele, koynunda haç taşıyanlara karşı hilalin duruşudur. Terörle mücadele, haramı geçim kapısı yapanlara karşı helalin şuurudur. Terörle mücadele, batıla hizmet edenlere karşı hakkın teslim olmaz ruhudur. Terörle mücadele gazilerimizin, şehitlerimizin alacak davasıdır, karşı çıkanlar da şeytanın yanındadır. PKK ve taşeron örgütleri bir başka anlatımla Hınçak’tır, Taşnak’tır, Asala’dır, Eoka’dır, Megali İdea’dır, FETÖ’dür, DEAŞ’tır, DHKP-C’dir, MLKP-C’dir, TİKKO’dur, Türk ve Kürt kanından geçinen, emperyalizmin namına istiklalimize namlu çeviren zulüm ve zillet figüranlarıdır. Bunlara destek olan namertler de aynısıdır. Bunları koruyup kollayanlar da terörizmin alçak failleridir. Terörle mücadele esnasında, en son olarak Pençe-Kilit Harekatı’nda şehit olan vatan evlatlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyorum. Aileleri, silah arkadaşları, milletimiz başta olmak üzere hepimizin başı sağ olsun diyorum. Kahramanlar vurulunca değil, unutulunca ölürler. Kahraman toprağa düştü mü şehit, terörist düştü mü leş olur. Kararlılıkla belirtiyorum ki ne kahramanlarımızı, ne de sorulacak hesaplarını unutacağız. Türkiye olağanüstü bir süreçten geçerken, terörle mücadele çok boyutlu ve inanmış bir halde sürdürülürken, zillet ittifakının herhangi bir partisinden en küçük destek mesajı paylaşanını gördünüz mü? Milli meselelerde duyarlı ve diğerkâm davranıp sorumlu ve ahlaklı tavır sergileyenini hiç duydunuz mu? Menfaatine düşkün olan milletine yabancıdır. Siyasi ikbali için Türkiye’nin istikbaline gölge düşürmeye azmetmiş zillet ittifakı iyice yoldan çıkmış, hepten yozlaşmış, istikametini şaşırmıştır. 24 Nisan 2022 tarihinde 6+1 formatında üçüncü kez toplanan partilerin ortak açıklamasının, hayatın ve siyasetin olağan akışıyla, Türkiye’nin yüksek mücadele anlayışıyla bağdaşan veya çakışan bir yanı var mıdır? Milli egemenlik haklarımıza, tarihsel emanetlerimize, devletimizin ve milletimizin hükmü şahsiyetine hürmet ve bağlılık zillet ittifakı açısından söz konusu mudur? BİLDİRİLERİNİ HAZIRLAYAN DIŞ GÜÇLERDİR Haydi bunlar kuldan utanmıyor, bari Allah’tan korksunlar. Zillet ittifakı Türk milletinin ekmeğini yese de gavurun kılıcını sallamaktan rahatsızlık duymuyor. Bu ittifak ortakları sadece “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” masalıyla avunuyorlar. Toplanıp toplanıp dağılıyorlar. Sahte gülümsemelerle günü kurtardıklarını sanıyorlar. Nalıncı keseri gibi, her birisi kendine yontuyor, kalpleri çıfıt çarşısına dönmüş haberleri olmuyor. Birbirlerine kazık atıyorlar, tuzak kuruyorlar, dedikodu yapıyorlar, sonra dönüp birbirlerinin gönlünü almaya çalışıyorlar. Her numara zillet ittifakında, ne ararsanız bu ittifakın yamalı bohçasında. Bunların dilinde şehitlerimize rahmet yok, Türkiye’ye övgü yok, teröristlere tepki yok, gelecekle ilgili umut yok, yüzlerinde meymenet yok. Kimin hesabına, kimlerin hizmetine siyaset yaptıklarını da bilmeyen yok. Zillet ittifakını Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem dolduruşuna getirip yuvarlak masa bildirilerini hazırlayan dış güçlerdir, Cumhur İttifakı’nın ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin mayası da, mimarı da, mihmandarı da büyük Türk milletidir. Bizim medarı iftiharımız, yegane mensubiyetimiz aziz milletimizdir, zillet ittifakının müşahidi ve membaı yabancı ülkelerin Türkiye’deki sefirleridir. Zillet ittifakı Türkiye’nin tarafında değildir, yol haritaları karışık ve bulanıktır. Nerede duruyorlar, hangi mihrakların esareti altındalar artık bilmeyen kalmamıştır. KILIÇDAROĞLU HANGİ PROVOKASYONU YAPACAĞINI ŞAŞIRMIŞTIR Biz de tarafız, hem hakkın, hem halkın, hem de hakikatin tarafındayız. Zillet ittifakının tarafı Türkiye’nin tahribidir. Zillet ittifakının tarafı Türk milletinin önüne koyulmuş takozdur. Bu ittifakın çekicisi CHP Genel Başkanı ise ne yapacağını, ne söyleyeceğini, hangi provokasyonu servis edeceğini şaşırmış vaziyettedir. Faturayı üç ay boyunca ödemeyen Kılıçdaroğlu’nun beklendiği üzere elektriği kesilmiştir. Bu çarpık zihniyet karanlıktan ülkemizin aydınlık ortamına gölge düşürmeye çalışmıştır. Elbette olacağı buydu, şahsen uyarmıştım, faturayı ödemezse elektriğinin kesilmesi gerektiğini ifade etmiştim. Hatta Kılıçdaroğlu’na insani ve vicdani destek olmak adına bütün il teşkilatlarımızın birer kandil göndermesini talimatlandırmıştım. Nasıl olsa Kandil’e yabancılık çekmiyordu, nasıl olsa Kandil’e ümit bağlamıştı. Biz de onun anladığı ve bildiği Kandil’i değil de ışık saçan kandili adrese teslim göndermiştik. Huylu huyundan vazgeçmiyor, karanlık emelleri olanların tercihi yine karanlıktan mesaj vermektir. Kılıçdaroğlu ve zillet ittifakı karanlıktır, kumpastır, kumpanyadır.

1 yıl önce

MHP Genel Başkanı Bahçeli: Bizim yol haritamızı şehitlerimiz çizmiştir

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ülkücü Şehitler Anıtı'nı ziyaretinde konuştu. Bahçeli'nin konuşmasından satır başları şöyle: Bir sevdaları vardı, vatan ve milletin varoluşu ile bütünleşmişti. Şehitlerimiz kutlu davamızın şeref tacıdır. Bizim yolumuz hak, hakikat ve Allah'ın yoludur. Türk milleti üzerinde kimlerin hain planı varsa MHP'nin de onlarla kapanmaz, kapanmayacak hesabı vardır ve yeri geldiğinde bu hesap kıran kırana görülecektir. Bizim yol haritamızı şehitlerimiz çizmiştir. Milliyetçi ülkücü hareket ihtiyaç hasıl olursa, karanlık emeller tekrar ortaya çıkarsa Türk milletinin 57. Alayı olmaya yeminlidir.

1 yıl önce

MHP Genel Başkanı Bahçeli'den 12 Ada çıkışı: Çalınmış mal sahibine mutlaka iade edilmelidir

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Grup Toplantısı'nda konuştu. Bahçeli'nin konuşmasından satır başları şöyle: Millet bahçesinde fitne kazısına heves edenler yine kaybedecektir. Bunların meselesi ne ağaç, ne doğa, ne de çevre güzelliğidir. Millet bahçesine fitne kazısına heves edenler yine emellerine oluşamayacak. Kimin sorunlu, kimin suçlu olduğu herkesin malumudur. İstanbul Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi'nden yeni bir Gezi çıkarmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği İki ülke kırmızı kart cezalısıdır. Cezanın kalması için PKK kınanmalı, teröristler iade edilmelidir. 12 Adalar açıklaması Akdeniz ve Ege'de gerilimi tırmandıran Yunanistan ateşle oynamaktadır. ABD'nin Yunanistan'da kurduğu 9 askeri üs milli kimliğimize tehdittir. Miçotakis, vandal dedelerinden ders almamıştır. Anlaşılan denizin dibini canı tekrar çekmektedir. 12 ada konusu henüz kapanmamış yaramızdır ve 12 ada Türkiye'den ayak oyunlarıyla gasp edilmiştir. Bu adaları Çanakkale Boğazıyla İstanbul'un güvenliğinden ayrı düşünmek imkansızdır. Bugünkü şartlarda Türkiye'ye 12 ada üzerinden silah gösterilmektedir. Adalar meselesi Türkiye ile Yunanistan arasında çözülmeyi bekleyen en ciddi sorunlardan birisidir. Bu soruna stratejik de baksak bize göre sonuç değişmeyecektir. Çalınmış mal sahibine mutlaka iade edilmelidir. Ya seve seve ya da zorlaya zorlaya adalet yerini bulacaktır. Biz 13 adayı unutmadık unutmayacağız, bir gün nasılsa asıl sahibine geçeceği günleri de mutlaka göreceğiz. Suriye'ye harekat mesajı Ezici harekat zorunlu hale gelmiştir. Tehdit nereden doğuyorsa oralar meşru hedeftir. Caniler temizlenmeli, en başta Tel Rıfat ve Münbiç özgürleştirilmelidir. Milliyetçi Hareket Partisi muhtemel askeri harekatı bütün varlığı ile desteklemektedir. Kılıçdaroğlu'na Selahattin Demirtaş tepkisi Sayın Kılıçdaroğlu, Demirtaş hasreti çekiyorsan, çok istekliysen biraz daha devam et, sonunda kanun yoluyla onların koğuşundaki boş bir ranzaya sen de kapağı atarsın, yere çulunu serersin. Kılıçdaroğlu terör örgütünün safına girmiş, bölücülüğün fanatik savunucusu haline gelmiş ve siyasi amigoluğuna soyunmuştur. Sayın Kılıçdaroğlu, şu gerçeği kafana sokacağım; sen inkar etsen de Selahattin Demirtaş teröristtir. Sayın Kılıçdaroğlu, senden Cumhurbaşkanı olmaz. Aziz milletimiz buna asla müsaade etmez etmeyecektir.

1 yıl önce

MHP Genel Başkanı Bahçeli'den yeni operasyon açıklaması: Teröristler söküp atılmalıdır

İşte Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar... Duruşumuzu samimiyet ve sevgiyle pekiştiriyoruz. Mücadelemizi iradeyle sürdürüyoruz. Hiçbir insanımızı dışlamıyor, önemsiz görmüyoruz. MHP olarak bütün imkanlarımızı seferber ederek, geceyi gündüze katarak 2023 seçimlerine hazırlanıyoruz. İcra ettiğimiz çalışmaların cesameti günden güne genişlik kazanmaktadır. Tıpkı vatan nöbeti tutan bir kahraman edasıyla milletimize hizmet aşkıyla dolup taşıyoruz. 2023 yılında müstesna bir demokrasi şöleni, muhteşem bir cumhuriyet zaferi, cumhuriyetin 2.yüzyılına girişi de büyük bir coşkuyla kutlanacaktır. Yarın elbet bizimdir, kısır gündemlere sıkışmıyoruz. Algı operasyonlarına bakmıyoruz, sahte ve düzmece anketlere hiç takılmıyoruz. MHP'nin oy oranlarını düşük gösterenlere, devamlı itibar cellatlığı yapanlara diyoruz ki sizler bizleri yok sayacaksanız biz daha çok var olacağız. Anketler partimizi ha yükseğe çıkarmış ha dibe çekmiş ha uçurumdan itmiş, hiç ama hiç önemli değil. Birisi değil tek tek değil alayı birden üzerimize gelsinler. Biz ankete değil, gönlünü ve yüreğini açan yurdumun ve milletimin tertemiz insanlarına bakıyoruz. Anketle doğmadık ki anketsiz ölelim. Cumhur, başkanını seçecek o da Sayın Recep Tayyip Erdoğan olacaktır. Biz yürüyoruz, yürüyüşümüz korkakları ürkütüyor, hainleri telaşlandırıyor, Türkiye düşmanlarının uykularını kaçırıyor. Bizi durdurmak demek Türklüğün susması demektir. Şirret emel sahipleri boşuna heves etmesin, ne duracağız ne de yılacağız. Biz çalışıyoruz, Allah için, millet için, vatan için, evlatlarımız için, henüz doğmamış evlatlarımız için çalışıp çabalıyoruz. Milletimiz görsün, duysun yeter diyoruz. Gerisi kuru gürültüdür, laf salatasıdır. MHP önüne bakıyor, mücadelesine odaklanıyor. Cumhur İttifakı Türkiye'yi büyütme ve yükseltme hedefine odaklanıyor. Kimse suyu bulandırma sinsiliğine kalkışmasın. MHP'ye kefen biçenler, günü saati geldiğinde o kefeni kendileri giymek zorunda kalacaklardır. Biraz daha yalana, dolana bel bağlasınlar. 2023 yılında Türk milleti, sevdalılarını mahcup etmeyecektir. Dava arkadaşlarımdan rica ediyorum; anketlere asla itibar etmesinler. Ellerine geçeni buruşturup çöp sepetine atsınlar. "BU MASA HİYANETİN, HUSUMETİN VE HEZİMETİN MASASIDIR" Nerede bir vatandaşımız varsa onunla görüşüyor, dertlerini dinliyor 2023 yılı için anlaşıyoruz. Zillet ittifakına Türk milletinin yüzü dönüktür. 6'lı masaya Türk milletinin itimadı asla yoktur. Bu masa hiyanetin, husumetin ve hezimetin masasıdır. Türkiye'nin geleceği, şaibeli masayla değil cumhurun muazzez iradesiyle tecelli edecektir. Çok şükür milletimiz vardır, umudumuz millettir. Biz masalara yüz sürmeyiz, masalarda keyif çatmayız, milletimiz ne diyorsa ona kulak veririz. Sevdamız millettir, gücümüz devlettir çünkü biz Dedem Korkut'un Hacı Bektaş'ın tarihten gelen sesiyiz. Bizim duruşumuz zedelenmek, aşağılanmak, hor görülmek istenen milli onurun duruşudur. Aziz milletimizin meçhul maceralara kapılması düşünülemeyecektir. Türkiye'nin gelecek rotası cumhurun iradesiyle çizilecektir. Bazı sorunlarımız olabilir, sorunsuz hayat, hayatsız sorun yoktur. Marifet sorunların el birliğiyle, güç birliğiyle çözüme kavuşturulmasıdır. Birlikte çok daha güçlü olacağımız unutulmamalıdır. Hiçbir vatandaşımız enflasyon canavarına ezdirilmeyecektir. Bu kapsamda hükümet dikkatli, dengeli bir mücadelenin içindedir. Vatandaşımızın cebine göz dikenler hesap verecektir. En başta döviz fiyatları, gıda fiyatları, enerji fiyatları alanında gözlemlenen dengesizliklerin kuşkusuz ekonomik bir temeli, makul ve meşru bir nedeni yoktur. Ekonomik huzur ve güvenliği yıpratmayı projelendiren odakların üzerine kararlılıkla gidilmektedir. Vatandaşlarımızın helal kazancına, göz nuruna ve alın terine musallat olanlara seyirci kalınmayacaktır. Küresel ekonomi enflasyon artışından dolayı çok ciddi bir sınavdan geçmektedir. Tedarik zincirlerindeki sarsıntılar, ekonomiye, dolayısıyla insanımızın omuzlarına ilave yük ve maliyetler bindirmektedir. Türkiye bugünkü dar boğazdan çıkacaktır. Ekonomiye pranga vurmak için fırsat kollayan kim varsa ademe mahkum edilecektir.  "MUZAFFER VE MÜREFFEH GÜNLERE HEP BİRLİKTE ULAŞACAĞIZ" Acil bir ihtiyaç karşılanmış, verilen sözler tutulmuştur. MHP olarak tüm vatandaşlarımızın ekonomik yararını gözetecek her adıma, her karara sonuna karar destek vereceğiz. TBMM'de üzerimize ne düşüyorsa mutlaka yapacağız, kimseyi dara düşürmeyeceğiz. Biz Cumhur İttifakı'yız kriz severleri güldürmeyeceğiz. Ekmeğimize ve emeğimize göz koyanları affetmeyeceğiz. Ekonomik ve siyasi istikbalimizin dönen çarkına çomak sokamayacaktır. Muzaffer ve müreffeh günlere hep birlikte ulaşacağız. Güney sınırlarımız boyunca çatısı örünmek istenen terör devleti engellenmiş, ihanetin çıkış noktaları kapatılmıştır. Türkiye, bölücü teröre müsaade etmeyeceğini hem sınır içinde hem de sınır ötesinde güç kullanarak ve şehitler vererek kanıtlamıştır. Fitnenin başı gövdesinden koparılacak, kökü de kazınacaktır. Terörle mücadele bir millet kararıdır, karşı çıkanlar teröristlerin safındadır. Geçtiğimiz hafta PKK/YPG'li bir elebaşı ABD'li bir yetkiliden silah aldıklarını açıklamıştır. Yardım ve yataklık halinde olan ülkeleri müttefiklik kategorisinde nasıl göreceğiz? Hani terör bir insanlık suçuydu? Teröre destek veren hiçbir ülke insan haklarından, insanlık değerlerinden bahsedemez. "İSVEÇ VE FİNLANDİYA HÜKÜMETLERİ ÖNCELİKLE ELLERİNE BULAŞAN KANLARI YIKAMAK ZORUNDADIR" Türkiye bugüne kadar NATO'nun destek tavrını maalesef yeterince görmemiştir. Bu değerlendirmemi abartılı bulanlar 1952 yılından bu yıla kadar NATO ile süregelen ittifaka milli bir duyarlılıkla baktıklarında gerçekleri görebilecektir. İsveç ve Finlandiya'nın ittifak ortağı olmasına nasıl tamam diyelim? Türkiye'nin kuyusunu kazmak için nifak seferine çıkanlara karşı duyarsız kalmamız mümkün olmayacaktır. İsveç ve Finlandiya hükümetleri öncelikle ellerine bulaşan kanları yıkamak zorundadır. MİÇOTAKİS'E TEPKİ: PROVOKASYON HALİNDEDİR Terör örgütü neredeyse, oralar Türkiye'nin ezici müdahalesine sahne olacaktır, bundan kaçış yoktur. Terör örgütü Fırat'ın doğusundan da batısından da temizlenmelidir. Adaları ziyaret ederek Türkiye'yi tahrike yeltenen Miçotakis gerekirse silahlı bir çatışma ortamı yaratmak için provokasyon halindedir. Bizim dileğimiz Ege'nin barış ve huzur denizi olmasıdır. Tam tersi olursa hesaplarına katlanacak sadece Miçotakis ve hükümeti olacaktır. Miçotakis bilmelidir ki el atına binen çok çabuk inecek güvendiği dağlara da kar yağacaktır. Ege'de boğulmak isteyen hiç durmasın çıksın karşımıza. Yunanistan hükümeti suçludur. 12 adanın yüzü ve yüreği de Türkiye'ye dönüktür. "BEĞENSELER DE BEĞENMESELER DE SEÇİM ZAMANINDA YAPILACAKTIR" Türkiye terörle mücadeleyi muazzam bir iradeyle sürdürmektedir. CHP Genel Başkanı'nın gündemi bambaşkadır. Devamlı 3 maymunu oynamakla meşguldür. Kılıçdaroğlu'nun kimlerin dümen suyunda çırpındığını merak etmekte, bir cevap beklemektedir. Diğer zillet partilerinin nerede hizalandıkları muammadır. CHP kayıptır, diğer marjinal zillet partileri kenara çekilmişlerdir. Beğenseler de beğenmeseler de seçim zamanında yapılacaktır. O tarih de 2023 yılının haziran ayıdır. Gerçekte milli güvenlik sorunu olan zillet ittifakının seçim güvenliğiyle ilgili çağrıda bulunması tam bir pişkinlik ve çelişkidir. Bu devletin hakimi varken, savcısı varken, polisi varken, zillet ittifakı sandık güvenliğini hangi vasıtalarla sağlamayı düşünmektedir. Dağdan indirecekleri teröristleri sandık başına mı dikecekler? Bunların elle tutulacak hiçbir projesi yoktur. Güçlendirilmiş parlamenter sistem ezberi dışında söyledikleri bir şey de yoktur.  KILIÇDAROĞLU'NA ÇAĞRI: ADAY MISIN DEĞİL MİSİN? Kılıçdaroğlu mertsen çık söyle, adamsan kararını açıkla: Aday mısın değil misin? Neyi bekliyorsun? Er meydanına çıkacak cesaretin var mı? Kılıçdaroğlu talimat listesini yerine getirmek, Biden'ı memnun etmek için adaylığa sıcaktır. Sayın Kılıçdaroğlu ne senin ne de ittifak ortaklarının önceliği Türkiye değildir, hiç de olmamıştır. Sayın Kılıçdaroğlu, terörle mücadele yasasının neresinden rahatsızsınız? Silahı bırakan terör örgütü değil de Türkiye mi olsun?  Biz bu oyunu bozarız, zalimlere figüranlık yapan kokuşmuşlara asla boyun eğmeyiz. Başkentimizin Ankara, dilimizin Türkçe, bayrağımızın al bayrak olduğu belirlenmiş ve güvence altına alınmıştır. Türkiye Cumhuriyeti bölünmez bir bütündür. Milli ve üniter bir devlettir. İstiklal marşımız bu onurlu mücadelenin kahramanlık destanıdır. Biz bu kutlu değerleri yüksek fedakarlıkla korumaya ve geleceğe taşımaya yeminliyiz. Bunlar bizim varlık ve yaşama nedenlerimiz, kırmızı çizgilerimizdir. Bizim ayrılıkta, bölünmede, çözülmede, dağılmada, mutabakat aramamız, korkup sinmemiz asla ve asla mümkün değildir. 

1 yıl önce

MHP Genel Başkanı Bahçeli'den TÜSİAD Başkanı'na sert tepki: Türk olamıyorsanız bari insan olun

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli TBMM Grup Toplantısında konuştu. Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle: Hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. Televizyon ekranları, sosyal medya vasıtasıyla toplantımızı takip eden aziz vatandaşlarımıza en kalbi selamlarımı iletiyor, selamlarımı sunuyorum. İnsanın olgunluğu gibi siyasetin de olgunluğundan bahsetmek mümkündür, doğalı budur. Olgunlaşmamış siyaset köksüzlüğün eseri, fikir yetersizliğinin eseridir. Leyleğin ömrü laklakla geçiyorsa basit siyasetin ömrü de polemikle gelip geçecektir. Türk siyasetin öncelikli sorunların bir tanesi bu tip siyaset ve siyasetçinin varlığıdır. Bugün ne yaşıyorsak izleri dündedir. Bugün neyle karşılaşıyorsak hedefleri yarındadır. Küçük heveslerden büyük hedeflerin çıkmayacağı berrak şekilde görünecektir. Hedefi büyük olanın inancı da büyüktür. Maksat milletimizi güzelliklerin en güzeliyle buluşturmaktır. Biz insan üstü bir gayretle çalışıyoruz, geceyi gündüze katıyoruz, azımızı çok yapmak için sürekli çabalıyoruz. Cumhuriyetin 100. yıldönümüne adım adım hazırlanıyoruz. İnsanımızın yüreğine yağmur gibi yağıyor, umutlarını yeşertiyoruz. Sözümüzle, sevdamızla, samimiyetimizle, sabrımızla, sadakatimizle, sağduyumuzla 2023'teki zafere yürüyoruz. Bizim niyetimiz halis, nişanemiz halka hizmettir. Yolumuzda duran dursun, biz durmayız. Bıkmadan, usanmadan, gevşemeden ülkülerimizi anlatacağız. Oynanan oyunların iç yüzünü, yazılan kabus senaryolarının içeriğini ve yönünü milletimizin her güzel insanını anlatıp aydınlatma görevimizi yerine getireceğiz. Aydınlanma, aklımızı kullanmaya cesaret edebilmektir. Şunu bir defa açıkça ifade etmek durumundayım ki ülkemizin hiçbir yerinde zillet ittifakının iddia ettiği gibi bir Türkiye tablosu yoktur. Çürük çarık zihniyetlerin hiçbir sözü söz değildir, hiçbir açıklaması doğru değildir. Yalandan vergi alınmış olsaydı yalancı siyasetçilerin hepsi iflas bayrağını çekmekten kurtulamazdı. Yalnızca göz boyamak için 3-5 esnaf gezenlerin ipliği artık pazardadır, ikinci ele düşmüştür. Sahnelenen sahte mağdur tiyatroları, kurmaca ve kumanda edilen karşılıklı diyaloglar kimseyi inandıramaz. Aziz milletimiz sahtekarlara dün olduğu gibi bugün de yarın da prim vermeyecektir. "CUMHUR İTTİFAKI AÇIK ARA FARKLA SANDIKTAN ÇIKACAK" Onlar boş bol dolaşadursun MHP 18 Şubat 2022 tarihinden bugüne kadar 493 ilçemizi heyetler halinde ziyaret etmiştir. Milletimizin tamamıyla kucaklaşmanın gönül huzurunu yaşıyoruz. Gönüllere misafir oluyoruz, gönüller kazanıyoruz. Cumhur İttifakı, Türkiye'nin her noktasında milletiyle oturup kalkıyor. Gittiğimiz her yerde gördüğümüz açık gerçek şudur 2023 yılında Cumhur İttifakı açık ara farkla sandıktan başarıyla çıkacaktır. Şapkadan çıkaracakları aday kim olursa olsun Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan yüzde 50'yi fersah fersah aşan bir oy oranıyla seçilecektir. Zillet ittifakının nasıl bir adayı vardır yıpranmasın ki açıklanmıyor. Çıkarsınlar adaylarını, görsünler hanyayı konyayı. Kolayca yıpranacak, an itibariyle meçhul adayı çok arayıp aramadıkları bir diğer muamma olarak karşımızdadır. "KILIÇDAROĞLU TEDAVİ ALTINA ALINMALI" Kasım'da seçim olabilir diyen Kılıçdaroğlu kendi kendi kandırıyor. Bizim tavsiyemiz en yakın kliniğe müracaat etmesi ve tedavi altına alınmasıdır. Beklentilerinin karşılanmaması durumunda yaşanacak hayal kırıklıkları Kılıçdaroğlu'nun elinden oyuncağı alınmış çocuğa dönüştürecek, mızmızlanması da işe yaramayacaktır. İntikam almak isteyenlerin tamamı Kılıçdaroğlu'nun arkasında kuyruğa dizilmiştir. Birbirine çalım atmaktan özel bir haz alan, ortak gayeleri dış güçlerin emellerine hizmet olan partilere Türkiye'nin emanet edilmesi istikbalimizin hiçe sayılmasıdır. Cumhur İttifakı belirsizliği aşacak, iç barış ortamını, toplumsal huzuru sağlayacak iradedir. Önündeki her taşa takılan, geleceğe teleskopun yanlış ucundan bakan zillet ittifakı akıntıda sürüklenen bir saldır, devlet ve millet düşmanlarıyla ilişki kurmuş yani bağımlılık halinde yaşayan kirli bir kumpanyadır. Türkiye, dünyanın tüm projektörlerinin çevrili olduğu bir coğrafyanın ağırlık merkezidir. Elinde sadece bir çekiç olanların karşılaştığı engelleri çivi olarak görmesi tıkanıklığının sonucudur. Biz yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz, Cumhur İttifakı'nı iftiharla anlatacağız. Adım adım 2023, ilçe ilçe anlatma ve aydınlatma temalı çalışmalarımızda emeği geçen milletvekili arkadaşlarım başta olmak üzere, fedakar dava arkadaşlarıma ayrı ayrı teşekkür ediyorum, hepinizi kutluyorum. Çağrımız Türk tarihinin çağrısıdır. Çağrımız kutlu ceddimizin çağrısıdır. Çağrımız çiftçimizin, emeklimizin, işçimizin, şehit analarımızın, tüm mazlumların çağrısıdır. Çağrımız istikbale el ele, omuz omuza tek nefes halinde yürüyüş çağrısıdır. Bizim çağrımız, çağın akışını değiştirmeye sonuna kadar taliptir. "KÜRESEL EKONOMİ CÜCELEŞMİŞTİR" Zora dayalı ve silahla inşa edilen ekonomi politik sistemin, insanlığın beklentilerini karşılamaktan hızla uzaklaştığı görünmektedir. Dünya kapsayıcı bir vizyona, adil, barışçıl politikalara adeta muhtaçtır. Kapitalizmin ana siperi haline gelen sindirella ekonomisinin sonuna gelinmiştir. Ahlaki olmayan, insani değerlerle bağdaşmayan piyasa uygulamalarını köklü şekilde sorgulamaktan, ekonomik özgürlük, ekonomik adalet kapsamında A'dan Z'ye revize etmedikten sonra varılacak yer yine krizdir. İnsanlığın yeni bir vizyona ihtiyacı vardır ve bu ertelenemez boyuttadır. Yatırımların hedefinde kaynak verimliliği, iklim uyumu yer almalıdır. Uyuklayan bir bakışla altımızdan kayıp giden dünyayı seyretmemiz sorumlu anlayışımızla ters düşecektir. Bu dünya bizim de dünyamızdır, deve kuşu gibi başımızı kuma sokmamız düşünülemeyecektir. Dünyaya karşı kapanmak ve içe dönmek demek, Allah'ın kelamını anlatmaktan ve savunmaktan vazgeçmek demektir. Buna da olurumuz yoktur, hep umutlu olacağız. Biz yeryüzünde unutulmuş bir savaşın kayıp askerleri değiliz. İyiliğin asıl manası bireysel değil toplumsal olmasıyla tezahür edecektir. Bugünkü tüketim toplumu küresel bir toplumdur. İçinde zenginlik adalarıyla yoksulluk havuzları bulunmaktadır. Gemisi kurtaran kaptan iddiaları, yıkıcı rekabetler, sonlu bir hayat içinde sınırsız servet iştahı felaket habercisi haline dönüşmüştür. Herkese fayda sağlayacağı iddia edilen damlama ekonomisinin aslında bir dolandırıcılık olduğu Oscar ödüllü bir iksidatçı tarafından itiraf edilmedi mi? Küresel ekonomi cücelemiştir, motoru teklemiştir. Küresel ekonomi fırtınalı bir havada, bozuk pusulayla yolunu bulma çabasındadır. ABD, Birleşik Krallık ve Almanya faiz silahına sarılmışlardır fakat silahtaki mermi azalmaktadır. Gıda ve enerji fiyatları küresel enflasyonu çıkarmaktadır. Gıda krizinin geri planında bu ve buna benzer yüksek düzeyli tehditvari açıklamaların hiç mi payı yoktur. NATO Genel Sekreteri'nin sözlerini neye yorumlamalıyız. Gıda sorunu yaşanıyorsa bunun sorumlusu küresel emparyalizm değil midir? Bunlar kime ne anlatmanın merağındadır. Tahıl koridorunun inşasıyla ilgili çabalara destek verilmesi gerekirken Fransa Cumhurbaşkanı'nın Kiev'e gitmesi ve Romanya üzerinden bir yol açılmasını istemesi bize göre yamyamlıktır. İnsanlar aç kalmış, açıkta kalmış, sözde gelişmiş ülkelerin umrunda değildir. Bu aşamada Rusya-Ukrayna savaşının sonuçları tüm dünyada hissedilmektedir. Mısır, bu olumsuz gelişmelerden en çok mağdur olan ülkelerin başında gelmektedir. TÜSİAD'A SERT TEPKİ: TÜRK OLAMIYORSUNUZ BARİ İNSAN OLUN Mühim olan Türkiye'nin alacağı pozisyon, üstleneceği tarihi roldür. Türkiye ekonomisinde pireyi deve yapan siyasi sefillerin dünyanın nereden nereye geldiğini göremedikleri ortadadır. Türkiye pozitif olarak ayrışırken yatırım, üretim alanlarında bir adım öne çıkmaktadır. Gıda krizinin bize yansımasını en aza çekmemiz mümkündür. Patates, soğan, patlıcan fiyatlarını abartanlara diyorum ki biraz vicdanınız kaldıysa, kimin tarafında olduğunuzu açıklayın. Kimlerin değirmenine su taşıdığınızı söyleyin. İşte görüyorsunuz TÜSİAD Başkanı işi gücü bırakıp İsveç ve Finlandiya'nın yanında saf tutmuş. TÜSİAD'ın mensubiyet duyduğu ülke neresidir. Bir kez olsun milli olsun. Boş yapmayın, Türk de olamıyorsanız bari insan olun. TÜSİAD'ın selam durduğu İsveç, Kandil'in finans bankasına dönüşmüştür. Zillet ittifakı ile İsveç bu durumdan mutlu mudur? Brüksel'de toplanan NATO Savunma Bakanları toplantısında PKK'nın elindeki silahların Sayın Akar eliyle mutahaplarına gösterilmesi ihanet çetesinin nerelere ulaştığının göstergesidir. Toplumsal bünyeyi ur gibi saran şiddet vakalarında bir türlü azalma, zayıflama emaresi görülmemektedir. Vahşet haberleri, seri cinayetler maalesef milli vicdanı derinden yaralamaktadır. Bazı diziler, Magazin programları hepimizi rahatsız etmektedir. Netflix'de küfür ve en samimiyetsiz esprilerin yer aldığı, sözde komedyenlerin olduğu diziler artık haddini aşmıştır. Küfür etmenin neresine güleceğiz? Kadını metalaştıran, erkeği yozlaştıran ucube dizi sahnelerinin neresini beğenip takdir edeceğiz? Sebze ve meyve fiyatlarını eleştirip, dar gelirli bir ailenin 1 aylık mutfak harcamasını 1 saatte harcayıp gününü gün edenler, vur patlasın çal oynasın havasıyla, tatlı su solcuların, meyhane devrimcilerin, 'Böyle ekonomi olur mu?' diye sorup yatlarla dolaşan, katlarla dolaşan, cebi sonradan para görmüş demokratların bize anlatacak hiçbir şeyi olamaz. Mahkemeler cinayet davalarında süratle karar vermeli, iyi hal indirimi veya bir başka sebeple canilerin ceza indirimine izin verilmemelidir. Gerekiyorsa idam cezası bile tartışmaya açılmalıdır. Kadınlara yönelik cinayetlerin tekrar tekrar gösterimine kesinlikle izin verilmemeli. Milli ve manevi değerlerimizi hedef alan dizi-filmler hayatımızı zehirlemektedir. Şiddeti kışkırtan roller, aile birliğimizi doğrudan çürütme risk ve tehlikesi yaşatmaktadır.

1 yıl önce

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den 4’lü Zirve açıklaması

NATO Liderler Zirvesi'ne ev sahipliği yapan İspanya'nın başkenti Madrid'de dün kritik bir anlaşmaya imzalar atıldı. Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in de katıldığı dörtlü görüşme gerçekleştirildi. Anlaşma sonrası, söz konusu İskandinav ülkelerindeki terör örgütünün faaliyetlerine izin verilmemesi, silah ambargolarının kaldırılması ve iade taleplerinin ivedilikle yerine getirilmesi gibi maddelerin yer aldığı bildiri üzerinde anlaşma sağlandı. Bahçeli'den övgü dolu sözler MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yaptığı açıklamada, "Türkiye, İsveç ve Finlandiya’nın Dışişleri Bakanları eliyle imza altına alınan muhtıra metni, ülkemiz lehine stratejik bir kazanım, milli bir başarıdır" ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

MHP Genel Başkanı Bahçeli: Türkiye zillete düşmeyecektir gizli gündeme yatırım yapanların oyunlarını bozarız

Devlet Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları şöyle: Türkiye Cumhuriyeti tarih sahnesinden silinip gidecekti. Tehlike bu boyuttaydı. Milletimiz sayesinde teröristler hak ettiği tepkiyi görmüşlerdir. Demek ki bu soysuz ve kansızlar vatanı koruyoruz bahanesiyle kast ve ihanetin alt yapısını oluşturmuşlardır. Türk milleti 15 Temmuz akşamından itibaren meydanlarda demokrasinin namusunu müdafaa etmişse. Ülkenin bekasını da müdafaa edecektir. Herkesin ortak hassasiyeti Türkiye'nin varlığı olmalıdır. Devletin bekası her türlü siyasi arayışın üstündedir. Türk milleti ve devleti gazi bir devlettir. Ölürsem şehit, kalırsam gazi' diyen soylu bir iradeyi yenecek güç henüz dünya üzerinde görülmedi. 15 Temmuz'dan dersler çıkarmak gerekir. Türkiye ve Türk milleti karşısında saf saf sıralanan odaklarla canımız pahasına dahi olsa mücadeleden kaçınmayız. Türkiye zillete düşmeyecektir, gizli gündeme yatırım yapanların oyunlarını bozarız. FETÖ Asya'nın Hristiyanlaşması için görevlendirildi. FETÖ'cüler insanlığın yüz karalarıdır. Türk milletinin tarihinden rahatsız olan çevreler terörist başı Gülen'i elinde tutmuşlar, din kisvesi altında canlı bomba imal etmişlerdir. Kimin işine yarıyorsa ona silah olarak kullanılmıştır. Türk tarihinin farklı dönemlerinde nice darbe denemeleri yaşanmıştır. Ancak hiçbiri 15 Temmuz kadar milleti sarsmamıştır. 15 Temmuz bir işgal teşebbüsüdür. FETÖ, PKK ve diğer taşeronlar Türk milletini yenemeyecektir. 15 Temmuz'da TBMM'yi bombalayan hainlerle, Söğüt'te Osman Gazi'nin tahrip edenlerin en ufak bir farkı yoktur. Üzerimizdeki topraklar tarih boyunca Türk'ün kanıyla sulanmıştır. Çok şükür milletimiz, bağımsızlığına düşkün olmuştur. Tehditlere kulak asmayacağız, hem kardeşçe yaşayacağız hem de birbirimize saygıyı canlı tutacağız. Bizim bizden başka dostumuz yoktur, bu gerçeği unutmayacağız. Birlik ruhunun devamı mutlaka korunmalıdır. Artık kısır gerilimlerle oyalanacak vakit yoktur. Türkiye'nin şeref ve hassasiyetlerini savunmak hepimizin milli borcudur. 15 Temmuz'da millet kenetlenerek maskelerini düşürdü. Türkiye'yi yenemeyecekler, Türkiye'yi düşüremeyeceklerdir. Bir olalım istikbalimize bağlı kalalım. Cumhur İttifakı da bu uğurda hissesine şehadet düşse bile gereğini yapacak, atılganlığını şartsız gösterecektir. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı tanıyınız, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı anlayınız, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı anlatınız.

1 yıl önce

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den Kılıçdaroğlu'na sert tepki: "'Roboski' diye bir yer yok. Bu ziyaret su katılmamış provokatörlük"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Uludere ziyaretinde yaptığı açıklamalara tepki gösterdi. Bahçeli şunları söyledi: ' Zillet ittifakı bünyesinde tecessüm ve temerküz eden, adeta iftira ve ihanet cephesine dönüşen irili ufaklı partilerin Türkiye aleyhine estirdikleri yalan rüzgarı kendilerini zora sokacak bir fırtına halini almıştır. Türk siyaset hayatının bu tip ve böylesi bir yozlaşma akımına kapılan partileri daha fazla taşıma imkanı, daha fazla hazmetme ihtimali eşyanın tabiatına aykırı olduğu gibi; akıl, ahlak ve milli irade ölçülerine de bütünüyle terstir. Türkiye’yle hesaplaşmak için sıraya girmiş iç ve dış mihrakların hem ümit kapısı olan hem de bunlarla derin bir ünsiyet bağı oluşturan zillet partilerinin demokrasi güvenliğimizi her mevziden tehdit ettiği kristalize bir gerçektir. "KILIÇDAROĞLU'NUN YAPTIKLARI SU KATILMAMIŞ PROVOKATÖRLÜK" CHP Genel Başkanı’nın aleni bir şekilde devlete saldırması, çürüdüğünü pervasızca iddia etmesi, bununla da yetinmeyip Erzurum ziyaretinden hemen sonra koşa koşa Şırnak Uludere’yi ziyaret edip kabuk bağlamış yaraları açmaya çalışması su katılmamış bir provokatörlüktür. Üstelik Türkiye Cumhuriyeti’nde “Roboski” diye bir yerleşim yeri olmamasına rağmen, bölücü terör örgütünün bu kirli üslubunu seslendiren Kılıçdaroğlu bir kez daha yaş tahtaya basmıştır. Şırnak’ın Uludere ilçesinin Ortasu Köyü’nde 28 Aralık 2011 tarihinde yaşanan müessif hadisenin üzerinden geçen 11 yıl sonra helalleşme maskesi altında bölücü tezlere destek vermek, terör örgütünün değirmenine su taşımak aymazlık ve tabansızlıktır. Kılıçdaroğlu özellikle şunu bilmelidir ki, Türkiye’de “Roboski” diye bir yer yoktur, olmamıştır, olmayacaktır. Roboski tanımlaması, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne kast etmek, taş koymak, pusu kurmak, ateş açmak, bölücülüğe hizmet etmektir. Kılıçdaroğlu Kürt kökenli kardeşlerimi istismar çemberine alarak hissiyatlarını kanatmayı siyaset zannedecek kadar art niyetli, heveslerini kaşımayı helalleşme adıyla tevil edecek kadar da izansız ve kalpsizdir. Uludere’den Roboski, Türkiye’den de Kürdistan çıkarmayı düşleyen kim olursa olsun akıbeti felakettir, bu çerçevede yanlış hesap yüklü bir maliyetle Türk milletinin kutlu iradesine çarpıp bölücü ittifakın tepesine binecektir. Türkiye’nin her başarısı, her milli kazancı, yüreklerimizi sevince boğan her atılımı CHP başta olmak üzere, zillet ittifakının diğer ortaklarında derin ve tedavisi imkansız hayal kırıklıklarına neden olmaktadır. Çünkü söz konusu ittifak partileri kimliğini kaybetmenin yanında ülkemizin gerçeklerinden tamamıyla kopmuşlardır. Son tahlilde zillet ittifakı Türkiye’nin yabanı ve yabancısı bir çıkar ortaklığı hüviyetine bürünmüştür. Bu ittifakın kendine bile devası olmayan marjinal bir partisinin sözde Kürt sorununu gündeme getirip Cumhur İttifakı’na akıl danelik yaparak mesaj vermeye çalışması beyhude bir rezaletin, sipariş bir hıyanetin dile getirilmesinden başka bir şey değildir. Türkiye düşmanlarına acentelik yapan, milli birlik ve dayanışma ruhuna zehir saçan iflah olmaz münafıkların sözde Kürt sorununu ısıtıp ısıtıp ana gündem konusu yapma iştahları kiralık siyasetlerinin, sömürgeleşmiş zihniyetlerinin, mandacı şahsiyetlerinin ibretlik bir sonucudur. Bu teslimiyetçi ve tezvirat ehli ikiyüzlü devşirmelere milletimizin kulak vermesi, dikkate alması, ciddiyete müstahak görmesi muhal bir hayaldir. "ZİLLET İTTİFAKI PKK'NIN KANLI İSTİKAMETİNDEDİR" Maalesef zillet ittifakı PKK’nın kanlı ve kahredici istikametindedir. Bunun yanında FETÖ de ahtapot gibi bu ittifakı sarmış, uyuşturmuş, akıl ve siyasetine ambargo koymuştur. Artık hiçbir şey gizli saklı değildir. PKK’nın yıllardır siyasallaşma arayışlarına refakat eden HDP’nin hala ve henüz siyaset ve demokrasi hayatından çıkarıl(a)maması büyük bir risk ve tehlike olarak karşımızda duruyorken, FETÖ’nün zillet ittifakında siyasal taban tutma çabaları da bir diğer vahim gelişme halinde belirginlik kazanmış durumdadır. Görülen ve görücüye çıkarılan yakıcı gerçek şudur ki, FETÖ’yü siyasallaştırmak için zillet ittifakı aynı zamanda kuluçka, aynı zamanda kundak işlevi görmektedir. Ve bütün amiller, bütün ameller buna işaret etmektedir. Terör örgütü olan Gülen hareketi zillet ittifakını taşıyıcı beden olarak kullanırken, buna karşılık hiçbir itiraz veya aykırı ses bugüne kadar duyulmuş değildir. Herkes dürüst bir şekilde siyaset muhasebesini yapmak zorundadır. CHP ve diğer vagon partileri eğer FETÖ’yü siyasallaştırma hususunda gizil ve gizli bir hedefin takipçisi ise bunu milletimizin karşısına çıkıp anlatacak yürekli tavrı gösterebilmeli ve kararı da Türk milletine bırakmalıdırlar. "PKK İLE FETÖ ARASINDA HİÇBİR FARK YOK" Bizim nazarımızda PKK ile FETÖ arasında hiçbir fark yoktur. PKK’nın yörüngesine sabitlenen zillet partilerinin FETÖ’nün siyasette açık seçik temsil noktasına gönüllü olmaları malumun ilanı, bilinenin ibrası şeklinde okunacak, böyle de yorumlanacaktır. Hiç kimse minderden kaçmamalı, kaçak güreşmemelidir. Siyasi namus gereğince herkes tercihini yapmalı, nerede durduklarını, kimlerle yanak yanağa verdiklerini, nasıl bir emel ve hedef birlikteliği içinde yer aldıklarını açıklamalıdır. Türkiye’nin aleyhine konuşlanan Biden muhalefeti PKK’yla FETÖ’nün oksijen çadırıdır, soğuk hava deposudur, siyasi sığınağıdır. 2023 yılına yaklaştığımız şu günlerde kartlar açık oynanmalı, aziz milletimiz şeytani hesaplarla rahmani haysiyeti tefrik ve teşhis eden basiretiyle karanlık senaryoları yırtıp atmalıdır. Madem Biden’ın muhalefeti vızır vızır faaliyet halindedir, o halde FETÖ’nün siyasallaşmasına sözde demokrasi, insan hakları ve özgürlükler adına ABD’nin ortam açması, destek çıkması, fırsat sunması tutarlılık olarak değerlendirilecektir. ABD’nin siyasal sistemine tıpkı Demokratlar ve Cumhuriyetçiler gibi Gülen hareketinin de partileşerek girmesinde yarar vardır. Teröristbaşı Gülen’i Türkiye’ye iadeye yanaşmayan ABD yönetimi, Washington ile Pensilvanya arasında casusluk ve istihbarat köprüsü değil, siyasi bağlantı kuracak tavrı gösterebilmelidir. Şayet arzu ediliyorsa, Gülen hareketine kurdurulacak muhtemel parti ABD siyaseti ve zillet ittifakıyla eşzamanlı diyalog kanallarını da netleştirecek, 15 Temmuz’un planlayıcıları ve uygulayıcıları gecikmeyle de olsa aynı çatının sütunları halinde buluşacaklardır. Türk milleti zemzem diyerek zehir servisi yapanları tanımaktadır. Türkiye düşmanlığının ulaştığı mesafe de ortadadır. 2023 yılı bu düşmanlığın sökülüp atılacağı muazzam bir milat olacaktır. Cumhur İttifakı bu kutlu hedefe ulaşmaya hazırlıklıdır, kararlıdır, yeminlidir. FETÖ’yü ve PKK’yı artan dozlarla siyasal alana çekmek için kapalı devre iş tutanları, bu uğurda faaliyet içinde olanları Türk milleti asla affetmeyecek, bunları gelmeden tarihin çöplüğüne fırlatıp atacaktır.

1 2 3 4 5 6 7 8